Derleme Makaleleri
- Ana Sayfa
- Derleme Makaleleri
Rejeneratif Diş Hekimliğinde Kök Hücre ve Uygulama Alanları
Stem Cells And Applications In Regenerative Dentistry
Rejeneratif diş hekimliği kök hücre, biyoaktif moleküller ve iskelelerin birleşiminden oluşan ve hızla gelişen rejeneratif tıbbın bir dalıdır. Kök hücreler; kendilerini yenileyebilme, başka hücrelere dönüşebilme, sınırsız çoğalabilme ve hasarlı dokuyu onarabilme özellikleri bulunan, vücudumuzdaki bütün doku ve organları oluşturan hücreler olarak tanımlanabilir.
Klinikte en çok çalışılan erişkin kök hücre türleri hematopoetik ve mezenkimal kök hücrelerdir. Mezenkimal kök hücreler (MSC), bağ dokunun ana hücreleridir ve tüm dokularda destek hücreleri olan stromal hücrelerinde kökenini oluşturmaktadırlar. Diş kaynaklı kök hücreler rejeneratif tıp alanında yapılan çalışmalarda önemli kullanım alanına sahiptir. Diş hekimliğinde kök hücreler, alveolar kemik, dentin-pulpa kompleksi, periodonsium ve ağız boşluğu ile ilişkili diğer yumuşak dokuların rejenerasyonunu sağlamak için kullanılmaya başlanmış ve çalışmalar hız kazanmıştır.
Rejeneratif diş hekimliğinde mevcut araştırmalar, doku rejenerasyonuna aracılık edecek biyomateryaller, biyoaktif maleküller ve MSC kombinasyonu ile ilerlemektedir.
Regenerative dentistry is a rapidly developing branch of regenerative medicine that combines stem cells, bioactive molecules and scaffolds. Stem cells can be defined as the cells that make up all the tissues and organs in our body, which have the ability to renew themselves, transform into other cells, multiply indefinitely and repair damaged tissue.
The most widely studied adult stem cell types in the clinic are haematopoietic and mesenchymal stem cells. Mesenchymal stem cells (MSCs) are the major cells of connective tissue and give rise to stromal cells, the supporting cells in all tissues. Tooth-derived stem cells have an important application in regenerative medicine. In dentistry, stem cells have been used to regenerate alveolar bone, the dentin-pulp complex, the periodontium and other soft tissues associated with the oral cavity.
Current research in regenerative dentistry is advancing the combination of biomaterials, bioactive molecules and MSCs to mediate tissue regeneration.
Zirkonyanın Evrimi: Güncel Gelişmeler, Sınıflandırmalar ve Uygulamalar
The Evolution of Zirconia: Current Developments, Classifications, and Applications
Zirkonya, diş hekimliğinde, özellikle protetik restorasyon alanında önemli bir yere sahip olan yenilikçi bir malzemedir ayrıca mekanik, optik ve biyolojik özellikleriyle farklı avantajlar sunmaktadır. Bu derleme dental zirkonyanın farklı türlerini, özelliklerini ve uygulamalarını incelerken, yeni geliştirilen zirkonya seramiklerinin ve çok katmanlı zirkonyaların önemini vurgulamakta ve aynı zamanda sinterleme ve simantasyon gibi yöntemler hakkında güncel bilgiler sunmaktadır. CAD/CAM teknolojilerinin gelişimi, üretim süreçlerindeki yenilikler, bu malzemenin yapısal ve klinik başarısını etkileyen kritik faktörler olarak karşımıza çıkmaktadır. Fakat zirkonya ile ilgili deneysel araştırmalar ve uzun dönem verilerinin yetersizliği, bu malzemenin gelecekteki potansiyelinin tam olarak değerlendirilmesini zorlaştırmaktadır. Bu derleme, zirkonyanın diş hekimliğindeki uygulamalarını ve gelecekteki potansiyelini değerlendirmek amacıyla mevcut literatürdeki güncel ve kapsamlı bilgileri sunmaktadır.
Zirconia is an innovative material that occupies a significant position in dentistry, particularly in the field of prosthetic restorations, and offers diverse advantages through its mechanical, optical, and biological properties. This review examines the different types, characteristics, and applications of dental zirconia, while emphasizing the importance of newly developed zirconia ceramics and multilayer zirconias. Additionally, this review provides up-to-date information on techniques such as sintering and cementation. The evolution of CAD/CAM technologies and innovations in production processes emerge as critical factors influencing the structural and clinical success of this material. However, the limited experimental research and scarcity of long-term data on zirconia complicate the full evaluation of its future potential. This review aims to assess the applications and future potential of zirconia in dentistry, offering current and comprehensive information from the existing literature.
Dental İmplantlarda Kullanılan Dayanak Materyallerinin Biyolojik, Mekanik ve Estetik Açıdan Değerlendirilmesi
Biological, Mechanical and Aesthetic Evaluation of Abutment Materials Used in Dental Implants
Dental implantlar, protetik diş tedavisinde öncelikli bir tedavi seçeneği haline gelmiştir. Bu nedenle tedavinin başarısını artırmak adına dental implantlar ve parçaları ile ilgili gelişmeler devam etmektedir. İmplant dayanakları, protetik yapıyı destekleyen ve implanta çeşitli bağlantı mekanizmaları ile bağlanan bir implant parçasıdır. Dayanakların yapıldığı materyallerin; tedavinin biyolojik, mekanik ve estetik başarısı üzerine etkileri olduğu düşünülmektedir. Günümüzde dayanak materyali olarak sıklıkla titanyum tercih edilir. Biyouyumlu ve dirençli bir materyal olan titanyumun çeşitli dezavantajları mevcuttur. Seramik ve polimer materyallerin ise çeşitli açılardan titanyuma alternatif olduğu düşünülür. Bu derlemenin amacı farklı dayanak materyallerini biyolojik, mekanik ve estetik açıdan kıyaslayarak doğru endikasyonda doğru dayanak seçimine yardımcı olmaktır.
Dental implants have become a primary treatment option in prosthetic dentistry. Thus, developments regarding dental implants and parts continue in order to increase the success of the treatment. Implant abutment is an implant part that supports the prosthetic structure and is connected to the implant by various attachment mechanisms. It is thought that the materials from which the abutments are made has varying effects on the biological, mechanical and aesthetic success of the treatment. Frequently, titanium is preferred as the abutment material. However; titanium, a biocompatible and resistant material, has several disadvantages. Ceramic and polymer materials are considered to be alternatives to titanium in various respects. The aim of this review is to help the selection of the right abutment in the right indication by comparing different abutment materials in terms of biological, mechanical and aesthetic.
Alt Çene İmplant Destekli Tam Protezlerde Hemen Yükleme Protokolleri: Güncel Yaklaşımlar
Immediate Loading Protocols for Mandibular Implant Overdentures: Current Approaches
Tam dişsiz ağızlarda alt çenede implant destekli sabit protezlerin endikasyonunun uygun olmadığı durumlarda, implant destekli hareketli protezler değerlendirilir. İmplant destekli protezler farklı zaman protokollerinde yüklenebilir; immediat, erken, geleneksel yükleme. Alt çene implant destekli hareketli protezler dişsiz hastalarda, geleneksel yükleme protokolleri kullanılarak, uzun vadeli öngörülebilir sonuçlara sahip başarılı bir tedavi seçeneğidir. Son zamanlarda alt çene implant destekli hareketli protezlerdeki implantların hem erken hem de immediat yükleme protokolleri literatürde yaygın olarak görülmektedir. Kısa vadeli sonuçlarda alt çenede implant destekli protezler için immediat yükleme protokolleri, geleneksel yükleme ile karşılaştırılabilir başarı elde etmiştir. Bu çalışmanın amacı da, alt çene implant destekli protez ile tedavi edilen dişsiz hastalarda yakın zamanda uygulanan implant yükleme protokollerini değerlendirmektir.
Implant retained mandibular overdentures were considered the standard of care in the treatment of mandibular edentulism in cases where an implant supported fixed prosthesis is not the treatment of choice. Implant retained prostheses may be loaded at different time protocols as; immediate, early, conventional, progressive and delayed. Mandibular overdentures are a successful treatment option for the edentulous patients with long-term predictable outcomes, using conventional loading protocols. Currently, both early and immediate loading protocols for mandibular implant overdentures are prevalent in the literature. Short-term outcomes immediate loading protocols for mandibular implant overdentures achieved comparable success to conventional loading ones. The goal of this study to evaluate the recent immediate implant loading protocols in edentulous patients which are treated with overdenture.
Unilateral Hareketli Bölümlü Protezler: Mevcut Duruma Bakış
Unilateral Removable Partial Dentures: Current Status at a Glance
Günümüzde kısmı dişsizliğin fonksiyonel ve estetik olarak rehabilite edilmesinde en çok kullanılan tedavi yöntemlerinden biri hareketli bölümlü protezlerdir. Ancak içerdikleri ana bağlayıcı sebebiyle kapladıkları alanın çok büyük oluşu bu protezlerin hastalar tarafından kabul edilmesini zorlaştırmaktadır. Unilateral hareketli bölümlü protezler, tek taraflı kısmi dişsizliğin varlığında bilateral hareketli bölümlü protezler yerine kullanılabilecek önemli bir tedavi alternatifidir. Ancak, özellikle retansiyon ve stabilize açısından bu protezlere duyulan güven oldukça azdır. Bu protezler; kroşeli, hassas bağlantılı ve implant destekli olarak dizayn edilebilir. Hassas bağlantıların kullanılması, unilateral hareketli bölümlü protezlerde karşılaşılan sorunları önlemede yardımcıdır. Özellikle doğru ataşman ve sistem seçiminin tedavinin prognozuna direkt olarak katkısı mevcuttur. Unilateral hareketli bölümlü protezlerde başarıyı artırmak için dental implantlardan da yararlanılabilmektedir. Doğru pozisyonda implant yerleşimi ile bu protezlerin tutuculuk sorunları en aza indirilmekte ve hastaların konforu artmaktadır.
Removable partial dentures are one of the most common treatment methods for rehabilitation of partial edentulism. However, due to their design with major connector, they cover a vast area in the mouth and this makes the denture difficult to be accepted by patients. Unilateral removable dentures are an important treatment alternative in the presence of unilateral edentulism. However, confidence in these denture are very low, especially in terms of retention and stability. These dentures can be designed with clasps, precision attachment or they can be supported by dental implant. The use of precision attachment is helpful in avoiding problems. In particular, selection of the right attachment and the system has a direct effect on the prognosis of the treatment. Dental implants can also be used to increase the success of unilateral removable partial dentures. With the placement of implant in the correct position the success of these dentures increase.